29 Ocak 2013 Salı

Yürüme Vakti












İnsanlar yürüdüler.
Soldan sağa, sağdan sola...
Yokuş aşağı, yokuş yukarı...
Gülerek geçtiler, bağırarak bazen.
Çocuklar koşuşturdu, gençler bisiklet üstünde, yaşlılara eşlik edense sadece alışveriş torbalarıydı.

Kızlar çekingen ve özenli, bazen süslü.
Oğlanlar rahat ve dağınık, ama her daim sert ve katı...

Telefonla konuştular, birbirleriyle konuştular, selamlaştılar, şakalaştılar.
Üzgün olan da vardı elbet, onu da yolda teselli ettiler.
Okula gittiler, namaza gittiler, fırına gittiler.
Her gidişin dönüşü misali, geri döndüler, hem de evlerine.

İnsanlar yürüdüler, hayat aktı.
Ben sessizce izledim, olduğum yerde.
Şimdi benim için de yürüme vakti.

Ve Ben...









Bir köpek, çöpten kaptığı torbada yemek buldu.
Bir evsiz, karlı bir kış akşamı donmak üzereyken alınıp spor salonuna konuldu.
Bir fakirhanede aylar sonra et pişti.
Bir çocuk, iki oyuncağından birini sokaktaki yaşıtıyla paylaştı. Sokaktaki, ilk defa gerçek bir oyuncakla oynadı.
Bir baba, çocuğunun zayıfsız karnesine gururla baktı.
İki eski dost, yirmi beş yılın hasretini bir sarılmada eritti.
Bir kız, hayatının aşkına "Evet!" derken gözleri yaşla doldu.
Bir delikanlı, ilk defa uçağa bindi. Biraz korktu, ama erkekliğine yediremediğinden çaktırmadı.
Bir bebek, ilk adımlarını o çok merak ettiği sobaya doğru attı; çığlıklar eşliğinde...
Bir sardunya, bu kışı da atlattığını en güzel çiçeğini açarak ispat etti.

...Ve ben özgürlüğüme kavuştum.