17 Kasım 2011 Perşembe

Gece Yolculuğu
















Gece yolculuğu. Tedirgin bir uçuş. Uçak ağır ağır ilerliyor, içeriden bakanlara göre. "Kalmak mı zor gitmek mi" kararsızlığı var sanki üstünde. Tıpkı bizim gibi. Dışarıdan bakanlara göre ise ne çabuk akıp gidiyor, ne işler başarıyor bu demir yığını! Tıpkı bizim gibi.

Şehirler geçiyor altımızdan. Bir görünüp bir kayboluyorlar. Simsiyah bir fabrika bandında ilerleyen, ışıltılı küçük paketler gibiler. Biz de göya "iyilerini" seçiyoruz kıt bilgimizle. Oysa tek baktığımız şey ışıkları. En ışıklı, en geniş olanını, yanımızdakine "hey şuna baksana, ne güzel!" etiketiyle sunuyoruz. Sahi, hangi ara mütevazılığı övüyorduk biz?

Şehirler geçiyor demiştim, evet hala geçiyorlar. Dediğim gibi küçüğü de makbul benim için, yeter ki içinde sen ol. İçinde senin ve benim olduğum sahneler kuruyorum her bir şehirde. Şehirler geçiyor, sahneler değişiyor, sen benimle geliyorsun.

Mesela şu şehir, ne çok büyük ne çok küçük olanı. İnsanların koşturmadan yaşayabildiği, "çalışmak"la "ölmeme"nin eşanlamlı olmadığı ve seni günde yedi saat görebileceğim şehirlerden biri. Ne çok şey yapardık bu kadar zamanda! Düşünsene, beraber hayal bile kurabilirdik.

Peki ya şu ufak yer, ayın altında kalan? Pırlanta yüzük gibi merkezinde toplamış tüm ışıkları. Belki ikimiz de burayı çok severdik. Ben sana burada evlenme teklif ederdim, sen kabul ederdin; bu şehir şimdiye kadar hiçbir şey olmadıysa bile bundan sonra sevgimizin başkenti olurdu. Amaan! Neler saçmalıyorum ben. Daha en çok hangi tatlıyı sevdiğini bile bilmiyorum.

Zaten biz burayı ne kadar sevsek de gider şu büyük ve düzenli şehirlerden birinde yaşardık. Hayat şartları... İnsanı hep de sevdiği şeylerden ayırıyor, ben çok zaman önce öğrendim bunu. Büyük ve düzenli şehirler de bu hayatın en büyük destekçileri. Büyümek için, düzensiz ama güzel şeyleri çıkarıp yerine gereksiz ama düzenli şeyler koyarlar. Tıpkı tüm şehri aydınlatan bu lambalar gibi. Halbuki çoğu yerde sevgililer birbirlerinin gözlerindeki ışıkla aydınlanır. Lambalara gerek yok. Lüzumsuzsa söndür diyesim geliyor gördükçe. Lüzumsuzsam söndür beni, boşuna yanmayayım senin için.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder