19 Kasım 2014 Çarşamba

Sevmiyormuşum

Artık bunu kendime itiraf etmenin zamanı geldi.
Onu sevmiyormuşum.

Başta her şey harika gözüküyordu. Uzaktan bile fark edilen bir güzelliği vardı. İster istemez ona doğru çekildiğimi hisseder; buna hem şaşırır hem de mutlu olurdum. Onu karşımda görünce heyecanlanır, muhabbetimize nereden başlayacağımı bilemezdim. Bir hevesle başladığımda ise zamanın nasıl geçtiğini unuturdum. Hoşuma gitmeyen yönleri de olurdu elbet, ama bunların üzerinde durmaz, sevdiğime odaklanırdım. Zorunlu ayrılık zamanı geldiğinde üzülür, bir sonraki karşılaşmamızı iple çekerdim.

Zaman içinde ona karşı duygularımın değiştiğini hissettim. Aslında o yıllardır değişmemişti. Kimileri için bu iyi bir şeydi, ama ben sanırım onun bana ayak uydurmasını, beğenmediğim yönlerini törpülemesini, ayıklayıp atmasını beklemiştim.

Sanki ben kendimi törpüleyebilmiş miydim?

Bir süredir eski tadı alamıyorum. Buluşmalarımız zoraki. Düşündükçe kendimi suçluyorum. Ta en başından beri, göz göre göre kendimi kandırmışım. Sırf etrafımdakiler güzel buluyor diye sevmişim, ya da sevdiğimi sanmışım. Sevmiyormuşum.

Artık bunu kendime itiraf etmenin zamanı geldi.
Ben aşureyi sevmiyormuşum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder